Blogger tarafından desteklenmektedir.

Contact us

RSS

Tombala Oynuyoruz

Deniz, sayılara karşı haddinden fazla ilgili olduğundan 100'e kadar (hatta yılbaşı döneminde öğrendiği 2012, 2013, vb.) sayıları da biliyor; ama sadece gördüğü zaman kaç olduğunu söyleyebiliyor. Sırayla saymasını bilmiyor ya da bir niceliğin karşılığı olarak da (4 elma, 5 çiçek gibi) bilmiyor. Sayıları çok sevdiğinden klasik tombala oyununu da çok sevdi. 

Önce istediği renk kartlardan birini seçti. Torbadan sayıları çekip söyleme işi de onun. Oyun çok uzarsa, kartlarımızdaki sayılar hiç gelmezse sıkılmasın diye arada bir ben de sayı çekip oyunu hızlandırıyorum.



Şimdi çok heyecanlı, ikimizde de tek sayı kaldı beklediğimiz...  


Vee, ben çektim, 12 geldi; Deniz tombala yaptı! Torbanın içinde kalan diğer sayı ise 29! Nasıl oldu anlamadım, sanırım Deniz hile yaptı, 27 çektiğinde söylemeden kutuya atmış herhalde! Neyse, önemli değil, kazandığı için çok mutlu:))


Bu oyunda bir yetişkin için sıradan ve çok kolay olan,
  • torbadan sayı çekmek, 
  • kaç olduğunu söylemek,
  • kendi kartında varsa eşleştirmek 
  • yoksa kutuya atmak
bir çocuk için zor olduğu kadar eğitici ve eğlenceli. Siz de çocuğunuzun yaş grubuna ve bildiği sayılara göre 1'den 10'a kadar ya da 20'ye kadar (kaç olursa) tombala kartları hazırlayarak bu keyifli oyunu oynayabilirsiniz.  

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Hayvanların İzleri

Karda oynamak için sokağa çıktığımızda kardaki ayak izlerini takip etmiştik. Eve gelince de yine ayak izleriyle ilgili bir oyun oynadık.

Bunun için evdeki tüm plastik hayvanları, bir resim kağıdı ve siyah parmak boyasını etkinlik masamıza getirdik. Hayvanların ayaklarını boyaya bulayıp kağıda baskı yaptık.





Deniz hayvanları dışındakilerin ayakları çok küçük ve baskı yapıldığında bir şeye benzemediğinden izleri çıkarabilmek için oyun hamuru kullanmaya karar verdim.



Önce yine deniz hayvanlarıyla başladık. Deniz yıldızı, deniz kaplumbağası ve ahtapotu oyun hamuruna bastırdık (fazla bastırınca yapışıyor, şekil çıkmıyor).

Bu sefer sonuç güzel, özellikle ahtapot izi çok hoş oldu.



Karides ve yengeç de güzel.


Çiftlik hayvanları ve vahşi hayvanlar serisinin hiçbirinin ayak izleri anlaşılmadığından yan olarak koyup vücut izlerini almayı denedik.


Hepsi de çok güzel oldu. Ne oldukları da anlaşılıyor.


Oyun hamuruyla oynamak hem küçük kas becerisi için faydalı hem de eğlenceli.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Caillou Kitapları

"Deniz'in Kitapları" kategorisiyle kitaplarımızı kayıt altına almaya devam ediyorum. 


Caillou Kitapları: Bir TV kahramanı Caillou'nun TV'den uyarlanan kitaplarından üç tanesi bizde var. Acele Et, Markette ve Telefon Görüşmesi. Gündüz bizim evde TV açılmadığı için aslında Deniz Caillou'yu hiç tanımayacaktı; ama bir baktım ki herkes onu tanıyor, bir tek biz tanımıyoruz. Gazetenin verdiği birkaç CD'sini aldım. Beraber seyrettik. Pek çok çocuk gibi Deniz de sevdi onu; ama bizde bir alışkanlığa dönüşmedi. Benim aklıma gelirse kırk yılda bir CD'den seyretti; önceleri bir CD bitene kadar bile oturup seyredemiyordu, on dakika içinde ilgisi dağılıyordu. Yakın zamanda açtığımda daha uzun süreli seyretti. Orada geçen olayları, sözleri tekrar etmeye başladı. Hatta "Benimle oynar mısın, Gilbırt?" diye aynı Caillou'nun söylediği tonda söylüyor ve bizi çok güldürüyor. 
Bu kitapları da zaman içinde almıştım. Hala ara ara çıkarıp okuyoruz. 

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Ya-pa'dan Hikaye Kitabı Serisi

"Deniz'in Kitapları" kategorisiyle kitaplarımızı kayıt altına almaya devam ediyorum. 


YA-PA Çocuk kitaplarından küçük boy, on kitaplık bir seri. Her kitapta bir hayvanla ilgili hikaye anlatılıyor. Hikayelerin yazarı Koray Avcı Çakman; resimleyen ise Nilüfer Dericioğlu Ulaş. Her hikayede bir "kıssadan hisse" var. Sonunda hikayeyle ilgili birkaç soru da var. Bu seriyi internetten içeriğini görmeden almıştım. 

Serideki Kitaplar:

  1. Minik Kanguru
  2. Minik Serçe Uçmayı Öğreniyor
  3. Minik Tırtıl
  4. Minik Solucan
  5. Küçük Kirpi
  6. Yavru Ayı Annesine Yardım Ediyor
  7. Kendini Kuş Sanan Fil Yavrusu
  8. Çölü Sevmeyen Minik Deve
  9. Kıvırcık Koyunun Yavrusu
  10. Küçük Karınca ile Güzel Papatya


  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Yaşlı Ayılar Ağaca Tırmanamaz

"Deniz'in Kitapları" kategorisiyle kitaplarımızı kayıt altına almaya devam ediyorum. 


Yaşlı Ayılar Ağaca Tırmanamaz: Tübitak Popüler Bilim Kitapları serisinden 3+ olan bu kitabı Deniz'in oyuncak ayısını çok sevmesinden dolayı (içinde bol bol ayı resimleri var) almıştım. Bizdeki diğer Tübitak kitaplarına göre yazıları daha çok. Annesinin işi olduğu için üç günlüğüne anneanne ve dedesinin yanında kalan yavru ayının hikayesi anlatılıyor. 

Önceleri hikayeyi okurken Deniz biraz sıkılıyordu. Resimlere baktıktan sonra benim okumamı beklemeden sayfayı geçmek istiyordu. Sanırım uzun metinli hikayeler pek Deniz'e göre değil. Ben de metinleri okumak yerine her sayfadaki resme göre kendim kısaca bir şeyler söylüyordum. Bu aralar biraz daha sabredebiliyor okumam için.




Hikayenin yazarı Heidi Howarth; resimleyen ise Daniel Howarth

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Güneşli Bir Gün


"Deniz'in Kitapları" kategorisiyle kitaplarımızı kayıt altına almaya devam ediyorum. 


Güneşli Bir Gün: Tübitak Yayınları'nın Popüler Bilim Kitapları serisinden (Erken Çocukluk Kitaplığı), yine hava olaylarıyla ilgili güzel bir kitap. Kitabın yazarı Anna Milbourne, resimleyen ise Elena Temporin. Güneşli bir günde kırlarda dolaşan çocukların yaptıklarını anlatan kitapta az yazı bolca resim var. 3+ olan kitabın güzel ve sıcacık resimleriyle kış mevsiminde avunmak için arada bir bakıyoruz bu aralar. 



  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Rüzgarlı Bir Gün


"Deniz'in Kitapları" kategorisiyle kitaplarımızı kayıt altına almaya devam ediyorum. 


Rüzgarlı Bir Gün: Tübitak Yayınları'nın Popüler Bilim Kitapları serisinden (Erken Çocukluk Kitaplığı), yine hava olaylarıyla ilgili güzel bir kitap. Kitabın yazarı Anna Milbourne, resimleyen ise Elena Temporin. Kendisini göremesek de yaprakları, çimenleri, uçurtmaları, saçlarımızı uçuran rüzgarın ve rüzgarlı bir havada geçen güzel bir günün hikayesi yine az yazı bolca resimle anlatılıyor. 



  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Karda Oynamak

Pazartesi günü İstanbul'a kar yağsa da, bizim burada sokakta oynayacak kar olmayınca evde kendimiz yapmış ve oynamıştık. Salı günü çok güzel kar yağınca hemen su geçirmez pantolon ve çizmeleri giyip kendimizi sokağa attık. 


Karda neler yaptık?
  • Kupkuru karların üzerine basıp kırt, kurt sesleri çıkardık. 
  • Karda ayak izlerimizi bıraktık (Benimki büyük, seninki küçük. Benim ayak izim farklı, seninki farklı).
  • Kardaki başka ayak izlerini aradık, kim olduklarını tahmin etmeye çalıştık (Bu bir kedi olabilir, bu da köpek. Buradan bir çocuk geçmiş vs.).

  • Ha, bi de Deniz'in isteği üzerine araba logolarının üzerindeki karları temizledik; çünkü logoyu görmeden hangi marka olduğunu anlayamıyoruz:))

  • Hayır, kartopu oynamadık! İkimizde de eldiven yoktu!

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Yağmurlu Bir Gün


"Deniz'in Kitapları" kategorisiyle kitaplarımızı kayıt altına almaya devam ediyorum. 


Yağmurlu Bir Gün: Tübitak Yayınları'nın Popüler Bilim Kitapları serisinden (Erken Çocukluk Kitaplığı), kış mevsimine uygun güzel bir kitap. Kitabın yazarı Anna Milbourne, resimleyen ise Sarah Gill. Kitap neden yağmur yağdığı ile başlıyor ve üç arkadaşın yağmurda doğadaki yürüyüşlerini anlatıyor. Her sayfada bir-iki cümle ve bolca resim olan kitabı biz çok seviyoruz. Tıpkı serinin diğer kitapları gibi. Yağmur çizmeleriyle sulara basan çocuklar sayfası ise favorimiz. Deniz Bey de bunu yapmayı çok sevdiğinden. Hatta geçen sabah havaya baktık, "bugün hava  yağmurlu" dedim. "Dışarda oynamamız lazım anne" dedi; e tabi ne zaman yağmur yağsa giyinip sırf yağmur çizmeleriyle sulara basmaya gidiyoruz. Demek ki bu zorunluymuş:))



  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Karlı Bir Gün

"Deniz'in Kitapları" kategorisiyle kitaplarımızı kayıt altına almaya devam ediyorum. 


Karlı Bir Gün: Tübitak Yayınları'nın Popüler Bilim Kitapları serisinden (Erken Çocukluk Kitaplığı), mevsime uygun güzel bir kitap. Kitabın yazarı Anna Milbourne, resimleyen ise Elena Temporin. Kitapta neden kar yağdığını ve karlı bir günde neler yapıldığı anlatan kısa bir hikaye ve resimler var. 3+ bir kitap; ama daha küçük çocuklar için de uygun bence. Metinler olmasa da resimlere bakıp kendi hikayenizi de yazabilirsiniz. Biz bazen öyle yapıyoruz; çünkü Deniz yazılanları okumam yerine resimdekileri konuşmayı daha çok seviyor. 



Havalar soğuk, henüz kitaptaki kadar kar göremesek de, biz bu aralar sık sık bu kitaba bakıyoruz.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Oğlumun Tuvalet Kitabı

"Deniz'in Kitapları" kategorisiyle kitaplarımızı kayıt altına almaya devam ediyorum. 

Oğlumun Tuvalet Kitabı: Çocuğuna tuvalet alışkanlığı kazandırmak isteyenlerin ilgisini çeken bu kitaptan biz de yararlandık. Klozet kapağı şeklinde sevimli bir kapağı olan kitabın içinde oturağa/klozete oturmuş erkek çocuk fotoğrafları var. "Biz büyüdük, artık bez bağlamak istemiyoruz, külot giyiyoruz, oturağa oturuyoruz, sen de yapabilirsin" minvalinde ifadeler var. Metinler çok kısa, zaten ben direk metinleri okumak yerine kendi cümlelerimle oturağa oturmayı özendiren sözler söylüyordum. 


Bazen çocukların her birine isim verdik. İçlerinden bir tanesini gösterip "bak sana benziyor, abi olmuş, oturağa oturuyor, çişini yapıyor, sen de yapmak ister misin" dedim. Nedense böyle laflar işe yarıyor. Deniz o çocuğu her gördüğünde "bana benziyor, ben de oturağa yapıcam" diyordu. 


Kitabın içinden bir de etiketler çıkıyor. Her başarılı girişimden sonra sonra çocuğa "yıldız kazandın" deyip vermek için. İlk bir-iki sefer yıldız almak istedi Deniz; ama sonrasında yıldız alınca bir şey olmadığını gördüğünden midir nedir hiç önemsemedi. Deniz görerek öğreniyor sanırım, o yüzden bu kitap bizde işe yaradı, tabi bu işe yarama sürece iki gün değil, tamamıyla söylemeye başlaması yaklaşık bir ay sürdü. Yine her oturağa oturduğunda "kitaptaki abiler gibi" sözlerini çok sık kullanıyordu. Bu kitap dışında daha önce yazdığım Polşen'in konuyla ilgili sayfaları da çok çok işe yaradı. 

Kitap, tuvaletini söylemeyi öğrenme döneminde sürekli yanımızda geziyordu, hep elimizdeydi. Bu aralar pek bakmıyor; ama hala göz önünde, rafta duruyor. 

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Ev Yapımı KAR!

Bugün İstanbul'un bazı yerlerinde çok kar yağmış. Bizim evin civarında ise bir ara atıştırdı, çok az arabaların üstü ve çatılar kar tuttu; hepsi o kadar. Sokakta oynayacak kar bulamayınca evde kendimiz yapalım dedim. Bunun için:

  • 2 paket mısır nişastası
  • 1 tüp traş köpüğü
  • Leğen/tepsi 
  • İsteğe göre gıda boyası
Yerde kalın naylonumuz serili olduğundan çok rahat bir şekilde böyle pis(!) işlere girebiliyorum. Önce leğenin içine bir tüp traş köpüğünü sıktım. Tabi Deniz hemen daldırdı ellerini, karıştırmaya başladı. 


Tüpü tamamen bitirdikten sonra içine iki paket mısır nişastasını da döktüm ve başladık karıştırmaya.



İki malzeme birbirine iyice karışınca harika bir kıvamı oluyor. Hem kartopu gibi yuvarlanabiliyor hem de o kadar yumuşak ki dokunması çok eğlenceli. Bu etkinliği bir yaşındaki çocuktan on yaşındaki çocuğa kadar herkesin seveceğini düşünüyorum. Hatta biz yetişkinler için de terapi gibi... Yaptığımız karın dokusu benim çok hoşuma gitti, sürekli mıncıkladım, küçüklü büyüklü toplar yaptım. Ayrıca tıraş köpüğünün kokusu da etrafı kapladı. Hem dokunma, hem koklama hem de görme duyusuna hitap eden çok keyifli bir oyun...


Deniz de başlangıçta çok sevdi. Karıştırdı, mıncıkladı, yoğurdu "kar oynuyoruz anne, sıcak kar" dedi. Tabi bir süre sonra elindeki ve üstüne sürdüğü karlardan kurtulamayınca "yıkayalım" diye tutturdu. Boya olsun böyle pis işler olsun çok hevesle elini sokuyor, kirleniyor. Sonra elini temizlemek istiyor, üstüne sürüyor; bu sefer hem eli hem üstü kirlenince de rahatsız oluyor. "Oynuyoruz, önemli değil, sonra yıkarız" desem de ikna olmazsa bir süre sonra kalkıp temizleniyoruz. Bugün de öyle oldu. Gerçi yeterince oynamıştık zaten. Hatta bir süre sonra bir top beyaz ayırıp diğerlerinin içine kaşığın ucuyla mavi gıda boyası attım. Tatlı bir mavi oldu, biraz da mavi mavi oynadık. Bu esnada çok az daha nişasta ekledim, kıvam biraz bozuldu, mavi toplar daha sert oldu. İlk başta verdiğim ölçünün kıvamı çok güzel. 




En sonunda ben daha oynamaya doyamadan hepsini kaldırdık. Üstümüzden çıkanları makineye atarken yerdeki naylonu da şöyle bir sildim, bu keyifli oyundan eser kalmadı. 

Not: Bu etkinliği bu blogta gördüm ve denedik. 

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Hoppla, Paulchen


"Deniz'in Kitapları" kategorisiyle kitaplarımızı kayıt altına almaya devam ediyorum. 


Hoppla, Paulchen: Canımız, her şeyimiz Polşen'in ilk kitabını burada yazmıştım. Bu ikincisi, hareketli bir kitap. Her sayfadaki resmi sağa-sola itince altından bir sonraki hareket çıkıyor. Mesela kapakta Polşen dondurma yiyor, sarı oku çekince elindeki dondurma yere dökülüyor. Kitabın sayfa sayısı az (kapakla birlikte altı konu var); ama hareketli olması çok ilgi çekici. 

Polşen annesine yardım etmek için yumurtaları getirirken ayağı tavaya takılıyor ve...



kesikli bölümdeki kartonu çekince yumurtaların tavaya döküldüğünü görüyoruz.


Polşen babasına mavi boyayı vermek isterken birdeeeenn...


boya başından aşağı dökülüyor...




Kitap, bizde daha çok yap-bozlarıyla bilinen Ravensburger'in. Sandra Grimm yazmış, Katja Senner resimlemiş. 

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Schau mal an, was Paulchen kann!

"Deniz'in Kitapları" kategorisiyle kitaplarımızı kayıt altına almaya devam ediyorum. 


Schau mal an, was Paulchen kann!: İşte bizim başucu kitabımız, her şeyimiz. Geçen sene Almanya'ya geziye gittiğimizde 3-5 €'ya aldığımız kitaplardan biri. O dönemde Deniz oyuncak ayısını çok seviyor diye bu kitap ilgimi çekmişti. İçine bakınca alışkanlıklarımızı değiştirecek çok güzel bir kitap olduğunu anlayınca hemen almıştık. Sevimli ayı Polşen'in günlük hayatından bölümlerin yer aldığı kitabı Deniz o kadar çok seviyor ki bütün akrabalar, herkes Polşen'i tanıyor. Nereye gidersek yanımızda götürüyoruz. 

Polşen'in saçları yıkanıyor ve hiç ağlamıyor diye Deniz de banyo yapmaya itiraz etmiyor.  




Deniz, yaşı geldi de geçiyor olmasına rağmen ne klozete ne de oturağa oturmuyordu, kesinlikle reddediyordu. Sonra, Polşen oturağa oturuyor, çişini yapıyor diye oturağa oturmayı kabul etti. Bugün çişini söylüyorsa bunda Polşen'in emeği büyük. 


Kitapta bunlar gibi toplam dokuz konu var (Alışveriş, parkta oynama, babayla oynama, oyun grubu, uyku saati vs). Hepsi de birbirinden güzel. 


Resimlerin altında Almanca yazıyor. Deniz sürekli "ne yazıyor, Polşen ne diyor, annesi ne diyor?" diye soruyor. Ben de resimlere göre uyduruyorum bir şeyler. Aylardır hiç bıkmadan günde kaç defa Polşen'e bakıyoruz, okuyoruz.

Kitap, bizde daha çok yap-bozlarıyla bilinen Ravensburger'in. Sandra Grimm yazmış, Katja Senner resimlemiş; eline sağlık!

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS